Feminist Kadın Çevresi Yeniden Kurulurken

cropped-icon.pngFeminist Kadın Çevresi

Feminist Kadın Çevresi (FKÇ)’nin kurumsal kimliğini yeniden oluşturması uzun süredir FKÇ üyelerinin gündeminde. 2013 yılının Aralık ayında FKÇ’nin kuruluş temayülleri üzerinden işlevini yerine getiremediği, üyelik kültürü ve yapısal işleyişte yaşanan çözülme göz önüne alınarak FKÇ’nin kurumsal kimliğini fesh etmesi yönünde bir karara varılmıştı. Ancak bu tartışmalar devam ederken FKÇ içinde örgütlü feminizmin yeniden kurulması ve kurumun çalışma alanları bağlamında küçülerek yoluna devam etmesi yönünde bir grup inisiyatif aldı. Bu yazı, FKÇ yeniden kurulurken geçmiş dönemi değerlendirmek ve bu konuda kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla kaleme alındı.

FKÇ tarihi üzerine

İlk kamusal etkinliğini 1990 yılı 8 Mart’ında gerçekleştiren FKÇ, ağırlıklı olarak kültür-sanat alanında faaliyet yürüten kadınlardan oluşan ve İstanbul’daki kadın hareketi içinde yer alan bağımsız bir feminist örgütlenmedir. FKÇ, öğrencilik yıllarında Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde kültür-sanat (dans, müzik, tiyatro ve yayıncılık) alanında faaliyet gösteren kadınlar tarafından kuruldu. Kadınların sanatsal üretim süreçlerinde, çalışma ortamlarında ve gündelik hayat ilişkilerinde kadınları güçlendirecek feminist perspektif geliştirme ihtiyacını hissetmeleri FKÇ’nin çıkış noktasını oluşturdu. FKÇ, bağımsız kadın örgütlenmesinin teorik ve pratik zeminini, dünyada ve Türkiye’de geliştirilen feminist literatür ve sistem karşıtı hareketlerin açtığı özgürlükçü tartışmalar üzerinden kurarak; 90’lı yıllarda Türkiye’de yaşanan iç savaş ortamıyla beraber savaş karşıtı/antimilitarist bir kadın duruşunu, çoğulcu ve çokkimlikli bir feminizm anlayışı ile geliştirmeyi hedefledi.

Başlangıçta üniversite kampüsü içinde feminist bir öğrenci inisiyatifiyken zamanla kurumsal bir kimlik oluşturmaya başladı. Sanat alanı içindeki cinsiyetçi söylem ve pratikler karşısında feminist bir kültür örgütlemeye çalışırken İstanbul’daki kadın hareketinin tartışma ve eylemlerine dahil oldu ve 90’lı yılların sonundan 2013 yılına kadar 8 Mart Kadın Mitinglerinin ve pek çok kadın eyleminin içinde yer aldı. FKÇ, yürüttüğü çalışma ve tartışmaları yayıncılık faaliyetleri üzerinden kamuoyuyla paylaşarak Türkiye’deki kadın hareketinin tartışmalarına entelektüel bir katkı sunmayı da amaçladı. Bu çalışmalar 2000 – 2005 arasında fanzin olarak yayınlananFeministÇerçeve; 2006 sonrasında ise web yayıncılığı yapan Feminisite üzerinden kamuoyuyla paylaşıldı. Yayın hayatına devam eden Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar Dergisi,  halen FKÇ üyelerinin öncülüğünde çıkarılıyor.

Süreklilik arz eden çalışmalarına rağmen, 2013 yılının Aralık ayında FKÇ üyeleri, yapının kuruluş temayülleri üzerinden işlevini yerine getiremediği, üyelik kültürü ve yapısal işleyişte çözülme yaşandığını saptayarak, FKÇ işleyişinin yeniden düzenlenmesine ihtiyaç duydu.

FKÇ’nin Kurumsal İşleyişinin Çözülmesinin Nedenleri Üzerine

FKÇ’nin çözülme sürecine dair uzun döneme yayılan tartışmalar şu şekilde özetlenebilir:

1) Birlikte üretim kültürünün çözülmesi: Öğrenci inisiyatifi içinden şekillenen FKÇ örgütlenmesinde mezuniyet sonrası dönemin her kuşak açısından önemli bir yerde durduğu söylenebilir. Çünkü üyelerin mezuniyet sonrası iş yaşamına girmesi, bir grubun kültür sanat çalışmalarına profesyonel olarak devam etmeyi tercih etmesi, evlilik ve aile pratikleri içinde yer alması, feminist çalışmaların bu yeni koşullara göre şekillendirilmesini gerektirdi ve bu da beraberinde çeşitli çatışmalar getirdi.

Bu çatışmalara yapıcı çözümler üretmekte zorlanıldıkça dayanışmanın ve birbirine müdahalenin bir arada olduğu bir paradigmadan kariyer merkezli bireyci yaşama veya çekirdek aileye yüzünü dönen bir paradigmaya geçilmesi sıklıkla yaşanan bir durum olmaya başladı. Bireyci, ve/veya aileci eğilimler çalışma alanlarını da etkilemeye ve belirlemeye başladığında bu sorunlara sistem karşıtı feminist pratik içinden çözüm geliştirilemediğinde mevcut sistemik eğilimlerin içine çekilmek gittikçe kolaylaştı.

2) Feminist aktivizmin çözülmesi: Bireyci, aileci veya iş yaşamında kariyere odaklanan pratikler arttıkça Türkiye ve dünyadaki güncel gelişmelere olan ilgi, feminist merak ve araştırma itkisi de aşınmaya başladı. FKÇ içinde, konjonktüre dair söylem ve tavır üretme ihtiyacı zayıfladı. Bu sorunları, konjonktürden bağımsız bir şekilde tartışmaya odaklanmak ise içe kapanmayı, dolayısıyla alt kültürcü eğilimler üretmeyi de beraberinde getirdi. Türkiye’deki kadın gündemine dair gelişmelerin FKÇ’nin gündemine sınırlı olarak girmesi ve güncel gelişmelere dair kurumsal reflekslerin kaybolması, internet aktivizm alanı olarak tanımlanmış olan feminisite’nin işletilmemesi feminist aktivizmin aşınmasının birer göstergesi olarak değerlendirilebilir.

3) Katılımcı karar alma mekanizmalarının çözülmesi: FKÇ, bünyesindeki çalışmaları yürütürken üyelerin karar alma süreçlerine dahil olabilecekleri katılımcı mekanizmalar kurmaya çalışmıştı. Bu şekilde bir odağın karar aldığı ve koordine ettiği, diğerlerinin ise alınan kararları uyguladığı bürokratik çalışma biçimlerine alternatifler geliştirmek amaçlandı. Bu model, uzun bir dönem işletilmeye çalışılsa da kurumsal işleyişin hedeflenen katılımcı çerçeveden uzaklaştığı söylenebilir. Bunun bir sonucu olarak kurum içindeki pozisyonlar kemikleşti ve bu durum, birtakım iktidar odaklarının oluşmasına neden oldu. Bürokrasinin ve iktidarcı eğilimlerin yarattığı baskı karşısında feminizmi birey merkezli bir yerden tanımlanmaya başlayan bir eğilim gelişti ve birey merkezli çıkışlar, feminist dayanışma ilişkilerini değil sekter ve liberal çizgi arasındaki gerilimi güçlendirdi. FKÇ’nin katılımcılık ilkesi uzun bir süre gittikçe kırılgan bir zeminde yürütülmeye çalışıldı.

4) Çalışma alanları arasındaki koordinasyonun çözülmesi: Bu tartışmalar yürütülürken çeşitli alanlarda (yayıncılık, tiyatro, müzik, dans…) üretimler devam etti, ancak bu çalışmalar son zamanlarda uzunca bir süre birbirinden kopuk bir şekilde sürdürüldü. Dönemsel olarak belli bir proje veya çalışma etrafında kadınlar olarak bir araya gelinmesinin feminist çalışma yapıldığı yanılsamasını beraberinde getirdiği ve başlayan çözülme sürecine ivme kazandırdığı söylenebilir.

****

Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız kurumsal işleyişte yaşanan sorunlar karşısında bir grup FKÇ üyesi olarak, yaşanan çözülmeyi değerlendirmeye devam ederek FKÇ’nin  yeniden kurulması yönünde inisiyatif aldık. FKÇ şu anda yukarıda özetlediğimiz sorunları yinelememeye özen göstererek işleyişini oluşturma ve yeniden kurumsallaşma süreci içinde.

Bu yazı, bu inisiyatifin, geçmiş döneme dair sınırlı bir değerlendirmesini içeriyor. Geçmiş dönemin tartışmalarını değerlendirirken birlikte çalışma pratiğini ve inancını yeniden hatırlamaya ihtiyaç duyduk. Benzer kurumsal sorunları başka kadın örgütlerinin de yaşayabileceği düşüncesiyle bu kısa değerlendirmeyi kamuoyuyla paylaşmak istedik.

Feminist Kadın Çevresi / Mayıs 2016