Son Osmanlı’da Radikal Bir Ses: Emine Semiye

Maide Atay

Bu yazı, Boğaziçi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü’nün (BÜKAK) bü’de kadın gündemi adlı bülteninin Güz 2022 tarihli 43. sayısında yayımlanmıştır.

Emine Semiye 1864 yılında Ahmet Cevdet Paşa ve Adviye Rabiye Hanım’ın üçüncü çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya gelir. Babası Ahmet Cevdet Paşa’nın ismini pek çoğumuz duymuşuzdur, Osmanlı’nın Medeni Kanun’u olarak bilinen Mecelle’yi oluşturan Tanzimat Dönemi’nin gözde düşünürlerinden biri. Kız kardeşi Fatma Aliye bir edebiyatçı olarak kadınlar için verdiği mücadeleden çoğunlukla söz edilmeden bugün kullandığımız elli liralık banknotların arkasında kendisine yer edinmiştir. Emine Semiye’nin ismini ise belki birçok bakımdan ablası Fatma Aliye’den daha radikal bulunduğu için neredeyse hiç duymayız.

Önceleri İttihat ve Terakki partisinin aktif bir üyesi olan Emine Semiye, İttihatçıların Osmanlıcılık fikrinden uzaklaşmalarının ardından Türkçülük fikrine yakın olan Osmanlı Demokrat Fırkası içinde yer alır.1 Mütaala gazetesinde baş yazarlık yapar,2 döneminde kadınlara yönelik bir dergi olan Hanımlara Mahsus Gazete’de yazar, müfettişlik ve öğretmenlik görevlerinde bulunur.

Emine Semiye 1898 yılında Selanik’te “Şefkat-i Nisvan” derneğini kurarak burada “din ve devlet uğrunda şehit veren”3 Anadolu kadınlarına yardım etmeyi amaçlar. 1912 yılında Balkan Savaşları sırasında Şişli Etfal Hastanesi’nde gönüllü hemşirelik yapar. Kısa bir süre sonra Paris’e yerleşen Emine Semiye için kimi kaynaklar yurt dışına ülkeden kaçmak amacıyla gittiğini belirtir. Öte yandan ablası Fatma Aliye’ye Paris’ten yazdığı mektuplarda sağlık sorunlarından bahsetmesi tedavi amacıyla mı Paris’e gittiği sorusunu akla getirir. Fakat muhtemeldir ki eski İttihatçıların mimlenerek hapse atıldığı korku dolu bir atmosferde Emine Semiye de bu baskıcı ortamdan uzaklaşmak için Paris’e gitmiştir. Buradaki günleri çoğunlukla edebiyatla ilgilenerek geçen Emine Semiye; 1922 yılında Edirne, Adana ve kimi başka şehirlere öğretmenlik yapmaya gelir. 1944 yılında ise hayatını kaybeder.4

Şefika Kurnaz’ın Timaş Yayınları’ndan (2008) çıkan “Emine Semiye” adlı kitabının kapağından kesit. Ravza Kızıltuğ tarafından tasarlanmıştır.

Emine Semiye dönemine göre fikirleriyle oldukça radikal bulunan bir isimdir. Amerika örneğini verdiği bir yazısında kadınların ve erkeklerin karma eğitim alması gerektiğini, kadınlar erkeklerle eşit koşullarda yetiştirilmediği için kadınların edilgen bırakıldığını belirtir.5 “Biz insan değil miyiz? Nasıl oluyor da bu hayat-ı miskinaneye mütevekkil görünüyoruz […bu zavallı hayatta niçin kendi işimizi göremiyoruz]!” diyerek toplumsal hayattaki eşitsizliklere karşı çıkar. Kadın erkek eşitsizliğini İslamiyet’e değil, İslamiyet’in ardından aşiretlerin kapıldıkları batıl inanca bağlar.6

Emine Semiye “cehalet örtüsünü” delip geçebilmek için kadınların eğitim alması gerektiğini savunurken eğitimle neyi kastettiğini de açıklar: Ona göre kadınlara verilmesi gereken eğitim piyano çalmak ya da Fransızca öğrenmek değildir, kadınlar ancak tıpkı erkekler gibi fenni ilimleri öğrenirlerse özne konumuna gelebilirler.7 Bu konuda kadınların İslam’ı ve İslam tarihini öğrenmesi gerektiğini savunan ablası Fatma Aliye’den ayrılır.

Edebi metinlerinde boşanma, çalışma gibi kimi toplumsal konulara değinen Emine Semiye’nin geleneksel evlilik, çok eşlilik gibi konularda ise mevcut toplumsal yapılara doğrudan doğruya karşıt söylem geliştiremediği gözlemlenir. Hatta romanlarında çok eşliliği, çiftlerin çocuk sahibi olamadığı durumda kabul edilebilir olarak işler.8

Kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çeken, toplumsal ve siyasi yaşamda aktif olarak görev alan Emine Semiye ve onun ardından gelen kadın hareketlerinin kimi diğer öncü isimlerinin -Nezihe Muhittin, Latife Bekir gibi- kadın hareketlerine uzun yıllar boyunca, örgütlü olarak devam ettiğini gözlemleyemeyiz. Cumhuriyet sonrasında ise bu alanda aktif olan kadınların bir araya gelmesine pek olanak verilmez. Bu isimlere dair yapılan çalışmalar henüz çok yeniyken kadınların ve kadın hareketinin tarihine dair daha çok çalışma yapılması umuduyla satırlarımı bitiriyorum.

  1. Merve Küçüksarp, “Osmanlı’da Radikal bir Feminist: Emine Semiye Hanım”, bianet, 8 Mart 2019, 22 Eylül 2022 tarihinde erişilmiştir. <https://bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/206194-osmanli-da-radikal-bir-feminist-emine-semiye-hanim>
  2. Kadriye Kaymaz, “İlk Türk Kadın Yazarlarından Emine Semiye Hanım, Hayatı ve Eserleri”, İstanbul, 2009.
  3. Emine Semiye, “Şefkat-i Nisvan”, Hanımlara Mahsus Gazete (160), 1314[1898], s. 1–2.
  4. Kadriye Kaymaz, ölüm ilanını incelemek amacıyla 1944 yılına ait Cumhuriyet ve Ulus gazetelerinin tamamının tarandığından fakat ilgili bir ilana rastlanmadığını belirterek bu tarihin yanlış olma ihtimalinden bahsetmektedir. Bkz. Kadriye Kaymaz, “İlk Türk Kadın Yazarlarından Emine Semiye Hanım, Hayatı ve Eserleri”, 2009, s. 32. <https://www.academia.edu/1980680/%C4%B0lk_T%C3%BCrk_Kad%C4%B1n_Yazarlar%C4%B1ndan_Emine_Semiye_Han%C4%B1m_Hayat%C4%B1_ve_Eserleri>
  5. Merve Deniz, “Fatma Aliye ve Emine Semiye”, The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science 6(2), 2013, s. 1485.
  6. A.g.e., s. 1487.
  7. A.g.e., s. 1488.
  8. A.g.e., s. 1495.