Saldırganın Stratejisi [*]
Caroline de Haas / 24 Ekim 2017
Çeviren: Esra Aşan
@Onikayy hesabından atılan ve 5000’den fazla paylaşılan bir tweet atıldığı ilk günden beri ilgimi çekiyor. Bu mesaj saldırganın stratejisi hakkındaydı. Peki neydi bu strateji? Açıklayalım.
Beyler, neden ilişkinin başında süper nazik, aşırı dikkatlisiniz de sonra her birinizin içinden bir ‘şeytan’ çıkıyor?
Bu tweet saldırganın stratejisini, neredeyse tüm şiddet hikâyelerinde gözlemlenen mekanizmayı tarif etmekte.
Evet, kadına yönelik şiddet hikâyelerinin hepsi birbirinden farklı. Ancak neredeyse hepsinde ortak noktalar bulunur. Bu ortak noktalar saldırganın davranışlarıdır.
Her şeyin kusursuz göründüğü baştan çıkarma aşamasından sonra bir mekanizma devreye girer. Bu mekanizma içinde, (bir hikâyeden diğerine sırası her zaman aynı olmayan) 5 aşama olduğunu söyleyebiliriz.
Öncelikle, yalnızlaştırma. Mağdur[1] önce yavaş yavaş çevresiyle bağlarını kopartır (aile bağları, arkadaşlık, dostluk bağlarını vb…). “Açıkçası senin ailene çok sık ziyarete gidiyoruz.” Ya da “Kız arkadaşlarınla benimle olduğundan daha fazla görüşüyorsun; beni onlardan daha mı az seviyorsun?” Mağdur yavaş yavaş kendini yapayalnız bulur. Dolayısıyla kendisini daha az savunabilir hale gelir.
İkinci olarak, değersizleştirme. Kişiyi küçük düşüren kelimeler, cümleler sarf edilir. “Bana en sonunda (kadın mesleği yapan biriyle; bir hemşire ile ) olacağımı söyleselerdi…” ya da “Bunu bile beceremedin.” Kız arkadaşlarınızdan biri sürekli kendini değersizleştiriyor mu? Nedenini kendinize sorun.
Üçüncü olarak, suçluluk duygusunun tersine çevrilmesi. Saldırgan uyguladığı sözlü ya da fiziksel şiddet için daima bir “neden” bulur. “Biliyorum, çok fazla bağırdım. Ama bana ne dediğini, ne yaptığını… gördün mü?” Sorumluluk daima diğer tarafındır.
Sakın unutmayın: Bir kadın asla maruz bırakıldığı şiddetin sorumlusu değildir. Asla.
Bir kadın asla, maruz bırakıldığı şiddetin sorumlusu değildir. Asla.
Yalnızlaştırma, değersizleştirme, suçluluk duygusunun tersine çevrilmesinin ardından korku gelir. Ve tehdit. Erkek, yukarıdaki internet kullanıcısının bahsettiği ‘şeytan’a dönüşür. Kadına bağırır, vurur, onu bitirmekle tehdit eder. Korku, şiddeti tespit etmenin en önemli işaretlerinden biridir. Birlikte yaşadığın insandan korkmak normal bir şey değildir. Bunu söylüyorum çünkü mağdur bir kadın, şiddeti neredeyse sistematik olarak önemsizleştirme, affetme ya da mazur görme eğilimindedir. Dolayısıyla bir kadın size partnerinden bahsederken “Korkuyorum” derse hiç şüphesiz dehşet içindedir.
Saldırganın stratejisinin son aşaması hikâyelerin çoğunda gözlemlediğimiz ceza almamasını güvence altına almaktır. Saldırgan, mağdurun sözü duyulmasın diye her şeyi yapar, hatta onu sanki deliymiş gibi göstermeye bile çalışır. “Bu, hiç o tanıdığımız adam değil.”; “O kadar kibar bir komşuydu ki.”
Kadına yönelik şiddete karşı #rujsürün.[2] Milletvekilleri bunu taahhüt ediyor. #8Mart
Sonuç olarak özetleyecek olursak: yalnızlaştırmak, değersizleştirmek, suçluluk duygusunu tersine çevirmek, tehdit etmek, ceza almamasını güvence altına almak.
İşte saldırganın stratejisi budur. #balancetonporc[3]
Caroline De Haas, feminist aktivist.
Bize katılın #NousToutes : http://noustoutes.org