Devrimin Şarkısıyla Dans Eden Kadın: Emma Goldman

Ada Çavuşoğlu

Bu yazı, Boğaziçi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü’nün (BÜKAK) bü’de kadın gündemi adlı bülteninin Güz 2022 tarihli 43. sayısında yayımlanmıştır.

Tarih sayfalarına “Kızıl Emma” olarak geçen Emma Goldman, 1869’da Çarlık Rusya kontrolündeki Litvanya’da, Yahudi bir ailenin kızı olarak dünyaya gelir.1 Ailesinin yaşadığı maddi zorluklar sebebiyle okulu bırakıp bir fabrikada çalışmaya başlayan Emma, devrimci düşüncelerle ilk burada tanışır. Kendisini evlendirmek isteyen ve aile içerisinde oldukça baskıcı bir figür olan babasının otoritesinden kaçarak kardeşleriyle Amerika’ya göç eder. Böylelikle yıllar boyu sürecek olan fikir ve yazın hayatı, aktivizm macerası başlamıştır.

Amerika’ya gelen Emma Goldman, o zamanlar hayali kurulan bir fırsatlar dünyasında değil, ağır çalışma koşullarının, işçi grevlerinin hâkim olduğu bir yerde bulur kendini. Amerika’da 1886 yılında işçi grevlerinin büyümesiyle meydana gelen ve oldukça şiddetli geçen Haymarket olayları2, dört anarşistin asılmasıyla sonlanır. Bu olay, Emma için adeta bir dönüm noktası olur ve hayatı boyunca sürecek olan anarşizmle ilişkisi bu olaydan sonra güçlü bir şekilde kurulur.3 Yalnızca bir anarşist değil, aslında çağının çok daha ilerisinde duran bir kadın ve işçi hakları savunucusu, özgür aşk ve özgür cinsellik taraftarıdır. Fikirlerini ülkeyi gezerek yaptığı halka açık konuşmalarda ve çıkardığı anarşist yayınlar aracılığıyla geniş kitlelere ulaştırır. Emma hayatı boyunca defalarca hapse girip çıkar. İlk tutuklanması “İş isteyin. Eğer iş vermezlerse, ekmek isteyin. Eğer ekmek vermezlerse, ekmeğinizi alın.” diyerek işçileri isyana teşvik ettiği gerekçesiyle gerçekleşir.4 Daha sonra Amerika’yı turlayarak halka doğum kontrol yöntemlerini öğrettiği ve kullanmayı teşvik ettiği gerekçesiyle, Birinci Dünya Savaşı sırasında ise savaş karşıtı propaganda yapma sebebiyle tutuklanır.5 Bu son tutuklanışı onun başka politik mahkûmlarla birlikte Amerika’dan Sovyet Rusya’ya sürgününe yol açar. Ancak bu tutuklamaların, yıldırmaların hiçbiri Emma’yı inandığı düşünceleri savunmaktan alıkoymaz. Sürgün edildiği Sovyet Rusya’da da rejimi ve Lenin’i eleştirmekten geri durmaz.

Emma Goldman, döneminin şartları düşünüldüğünde oldukça radikal ve tartışmalı bulunabilecek fikirleri dile getirir ve hitabet yeteneği, güçlü, aykırı kişiliğiyle birçok kişinin ilgisini çeker. Ülke genelinde yaptığı konuşmalarla yalnızca işçi sınıfının değil, orta ve üst sınıfların da dikkatini çeker ve desteğini toplar. Tabii ki dönemin farklı hareketleriyle ayrı düştüğü noktalar da olmuştur, özellikle kadınlara oy hakkı mücadelesi veren süfrajetleri desteklememesiyle gündeme gelmiştir. Ona göre verilen bu mücadele, devletin baskı aygıtlarına karşı çıkmak için bir şey yapmadığı gibi, kadın mücadelesini de yolundan saptırmaktadır. Ona göre kadınları kurtaracak olan yine kadınlardır, erkeklerden alacakları oy hakkı değil. Bu konudaki fikirlerini şu sözlerle açıklar:

…Kadının gelişmesi, özgürlüğü ve bağımsızlığı bizzat kendi eseri olmalıdır. İlk önce kendini cinsel bir meta olarak değil, kişi olarak görerek. İkincisi bedeni üzerinde başka birisinin hak sahipliğini reddederek; kendisi istemedikçe çocuk doğurmayı reddederek, Tanrı’ya, Devlet’e, topluma, kocaya, aileye vb. hizmet etmeyi reddederek, yaşamını daha basit ama daha zengin ve derin kılarak. Hayatın anlamını ve özünü tüm karmaşıklığı içinde öğrenmeye çalışarak, kendini toplumun kanaatlerinden ve baskısından kurtararak. Yalnızca bu kadınları özgürleştirebilir, oy sandığı değil.6

Emma Goldman, döneminde hâkim olan birinci dalga feminizmin henüz hiç bahsetmediği, ancak ikinci dalga feministlerle birlikte konuşulmaya başlanacak olan birçok konu üzerine de fikirlerini belirtmiştir. Özellikle aşk ve evliliğe dair fikirleriyle gündeme gelir. Kadının özgürleşmesi için, aşkın geleneklerin baskısından kurtulması gerektiğini dile getirir. Evliliği ise devletin ve kilisenin insanların hayatına müdahale etmek için kullandığı bir araç ve bir baskı aygıtı olarak görür. “Evlilik insan doğasına aykırıdır, esas olarak kadınları baskı altında tutmaya yarar ve bir kurum olarak kadınların cinselliklerini özgürce yaşamalarını engeller.” demiştir. Bu ifade ettikleri, aslında kendisinden yıllar sonra gelen ikinci dalga feministler arasında yapılacak tartışmalar olacaktır. Bu fikirleriyle bağlantılı olarak, doğum kontrolünü de devletin, kadınların bedenleri üzerindeki kontrolünü kırmak için bir yöntem olarak görür. Bu baskıya karşı kadınlara “doğum grevine” gitmelerini bile önermiştir.7

Çoğu tartışmalı fikriyle gündeme gelmiş olsa da Emma Goldman, hem feminist hem de anarşist literatüre büyük katkı sunmuştur.

Emma Goldman, 1912 yılında Madison Square Park, New York’ta doğum kontrolü hakkında konuşma yaparken.

Kendisinden sonra gelecek birçok kadına ilham kaynağı olmuştur ve olmaya devam ediyor. Ben de bu yüzden Goldman’ın bana en çok ilham veren sözleriyle yazımı bitirmek istiyorum: “Dans edemeyeceğim devrim, benim devrimim değildir.”8

1 Filiz Karakuş, “27 Haziran 1869: ‘Fevkalade tehlikeli bir kadın: Emma Goldman’ doğdu”, 27 Haziran 2022,  22 Eylül 2022 tarihinde erişilmiştir. <https://catlakzemin.com/27-haziran-1869-fevkalade-tehlikeli-bir-kadin- emma-goldman-dogdu/>
2 1 Mayıs 1886’da Chicago’daki işçi grevlerinde polislerin işçileri öldürmesini protesto etmek için 4 Mayıs’ta Chicago’daki Haymarket Meydanı’nda işçiler toplandı. Olayların büyümesiyle meydana bomba atıldı. Bu olaylardan sonra dört işçi bomba saldırısını düzenleme gerekçesiyle yargılandı ve asıldı. Bkz. Illinois Labor History Society, “The Haymarket Affair”, 2 Ekim 2022 tarihinde erişilmiştir. <http://www.illinoislaborhistory.org/the-haymarket-affair>
3 Mel Bucklin (yön.), Emma Goldman: An Exceedingly Dangerous Woman, 12 Nisan 2004, 22 Eylül 2022 tarihinde erişilmiştir.
4 Filiz Karakuş, “27 Haziran 1869: ‘Fevkalade tehlikeli bir kadın: Emma Goldman’ doğdu”, 27 Haziran 2022, 22 Eylül 2022 tarihinde erişilmiştir.<https://catlakzemin.com/27-haziran-1869-fevkalade-tehlikeli-bir-kadin- emma-goldman-dogdu/>
5 Emek Yıldırım, “Hayatı Boyunca Özgür Dans Edebilmenin Mücadelesini Veren Emma Goldman ve İnandıkları Üzerine”, Mayıs 2015, 22 Eylül 2022 tarihinde erişilmiştir. <https://www.academia.edu/12240669/Hayat%C4%B1>
6 Kemal Bakır, “Emma Goldman’ın Anarşizminde ‘Kadının Özgürleşme Trajedisi’”, 2015, 22 Eylül 2022 tarihinde erişilmiştir. <https://dergipark.org.tr/ tr/download/article-file/222332>
7 Emek Yıldırım, “Hayatı Boyunca Özgür Dans Edebilmenin Mücadelesini Veren Emma Goldman ve İnandıkları Üzerine”, Mayıs 2015, 22 Eylül 2022 tarihinde erişilmiştir. <https://www.academia.edu/12240669/Hayat%C4%B1>
8 Filiz Karakuş, “27 Haziran 1869: ‘Fevkalade tehlikeli bir kadın: Emma Goldman’ doğdu”, 27 Haziran  2022, 22 Eylül  2022 tarihinde erişilmiştir.
<https://catlakzemin.com/27-haziran-1869-fevkalade-tehlikeli-bir-kadin- emma-goldman-dogdu/>