İran’da Kadınlar Başörtülerini Yakıyor

Mahsa Amini’nin “Ahlak Polisi” Tarafından Öldürülmesi Üzerine Protestolar Tırmanırken İran’da Kadınlar Başörtülerini Yakıyor

Söyleşiyi Yapanlar: Amy Goodman, Nermeen Shaikh

Çev.: E. Esra Taş
Melisa Gençgül

Bu yazı, Boğaziçi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü’nün (BÜKAK) web sitesinden alınmıştır. Yazının İngilizce orijinali democracynow.org sitesinde yayımlanmıştır. Yazıya ulaşmak için tıklayınız.

Sözde ahlak polisinin nezaretindeki 22 yaşındaki Kürt kadının ölümünün ardından İran’da başlayan protestolar sürüyor. İddiaya göre, Mahsa Amini saçlarının bir kısmını görünür bırakarak kadınların başlarını örtmesini gerektiren yasayı ihlal ettiği için geçen hafta gözaltına alındıktan sonra öldü. Görgü tanıkları Mahsa Amini’nin feci şekilde dövüldüğünü söylüyor ancak yetkililer, ölümünün doğal sebeplerle gerçekleştiğini iddia ediyor. Çoğunlukla genç kadınların liderliğindeki binlerce insan Mahsa Amini’nin ölümünün doğurduğu öfkeyle ahlak polisine ve hükümete karşı sloganlar atarak ve bir meydan okumayla başörtülerini yakarak sokaklara döküldü. İranlı Amerikalı gazeteci Negar Mortazavi “Ahlak polisine ve sokaklarda uyguladıkları şiddete karşı öfke yıllardır birikiyor.” diyor.

Amy Goodman: Ben Amy Goodman, Nermeen Shaikh ile birlikteyiz.

İran’ın sözde ahlak polisinin nezaretindeki 22 yaşındaki Kürt kadının ölmesinin ardından İran’daki protestolar tırmanmaya devam ediyor. Mahsa Amini, iddiaya göre saçlarının bir kısmını görünür bırakarak kadınların başlarını örtmesini gerektiren İran yasasını ihlal ettiği için gözaltına alındıktan sonra öldü. Görgü tanıkları Mahsa Amini’nin polis minibüsünde feci şekilde dövüldüğünü söylüyor. Mahsa Amini daha sonra komaya girerek hastaneye kaldırıldı ve cuma günü vefat etti.
Protestoları bastırmak için İran’ın bazı bölgelerinde internet erişimi kısıtlandı, WhatsApp ve Instagram’a erişim engellendi. En az 7 protestocunun öldürüldüğü söyleniyor. İnternette yayımlanan videolarda kadınların başörtülerini yaktığı görülüyor.
Şimdi yayınımıza Washington D.C.’den Negar Mortazavi katılıyor. Negar Mortazavi İranlı Amerikalı bir gazeteci, siyasi analist ve The Iran Podcast’in sunucusu.
Democracy Now!’a tekrar hoş geldin Negar. İlk önce bu genç kadının ölümünün ve İran genelinde patlak veren kitlesel protestoların önemi hakkında konuşalım.

Negar Mortazavi: Amy, biz ve İranlılar bu ahlak polisinin ya da rejimin isimlendirmesiyle “rehber polisin” şiddetini gösteren fotoğraf üstüne fotoğraf, profesyonel ve cep telefonlarından çekilmiş videolar gördük. Onların iddiasına göre ahlak polisi, insanlara İslam’a göre nasıl giyinmeleri ve nasıl davranmaları konusunda rehberlik etmeli. Ancak Tahran sokaklarında kadınları gözaltına1 almaya çalışan, sertçe polis araçlarına atan ve tutuklarken döven ahlak polisi kadınlara ve kimi erkeklere karşı gerçek bir saldırı ve taciz gücüne dönüştü. İnsanlar buna kendi gözleriyle şahit oldular ve bu yüzden, ahlak polisine ve sokaklarda uyguladıkları şiddete karşı öfke yıllardır birikiyordu.
Daha sonra bu kadının ölümü ya da aslında insanların gördüğü hâliyle onun ahlak polisinin nezaretindeyken öldürülmesi… Mahsa Amini göz altına alındı, bir araca atıldı, nasıl giyineceğine dair rehberlik edilmesi için sözümona “eğitimden geçeceği” gözaltı merkezine götürüldü, daha sonra hastaneye kaldırıldı ve bedeni ailesine teslim edildi.
Hem kadınların hem de erkeklerin içindeki öfke yıllardır birikiyordu; Mahsa Amini’de çoğu kadın kendini, çoğu erkek ise kendi kız kardeşlerini ve kızlarını görüyor. Esasen “Bu herhangi birimiz olabilirdik. Ve bu ahlak polisi yüzünden herhangi birimizin başına gelebilirdi.” diyorlar. Yani öfkenin sonu yok gibi. Öfke zaten giderek artıyordu, şimdi İran genelinde pek çok şehrin sokaklarına taşıyor sadece.

Nermeen Shaikh: Negar, senin de bahsettiğin gibi, İran’dan inanılmaz görüntüler geliyor. Birçok protestoya kadınlar liderlik ediyor, başörtülerini yakıyorlar, tezahürat eden binlerce değilse bile yüzlerce insanın önünde saçlarını kesiyorlar. Bu eşi benzeri görülmemiş meydan okuma ve bu meydan okumanın nereye varabileceği hakkında konuşabilir misin?

Negar Mortazavi: Tabii. Vaka bazında, kadınlar ne zaman ahlak polisi ile karşılaşsalar bireysel olarak ya da küçük gruplar hâlinde ahlak polisine karşı çıkıyorlar ve direniyorlar. Ancak bu sefer sokaklarda toplumsal bir karşı çıkış var gibi görünüyor ve senin de söylediğin gibi bu ikonik görüntüler esasen “artık yeter” dediklerini ve onlara dayatılan kıyafet yönetmeliğinden bıktıklarını gösteriyor.
Başörtülerini ateşe atan kadınların görüntülerini görüyoruz -ki eskiden kadınlar başörtülerini çıkardığı zaman polis yanlarına geldiğinde başörtülerini geri taktıklarını görürdünüz. Başörtüsünü ateşe attığınızda başörtüsü yok olur. Geri alınamaz. Yani bu bir “artık yeter” meydan okumasıdır. Ayrıca saç kesmek bir yas ve öfke sembolüdür, yani Mahsa Amini için tutulan yas kendi bedenleri, haysiyetleri, hakları üzerindeki kontrolü ele almak istediklerini gösterir.
Genç kuşağın cesareti gerçekten inanılmaz. Bu insanlar yirmili yaşlarındaki kadınlar. İran’da büyük üniversitelerdeki öğrenciler de eylemlere katılıyorlar. Ve gerçekten hayatlarını tehlikeye atıyorlar çünkü çok şiddetli müdahaleler ve protestoculara ateş açan güvenlik güçlerini görüyoruz. Yani, sokaktakiler haklarını ve eşitliği talep edebilmek için gerçekten canlarını tehlikeye atıyorlar.

Nermeen Skaikh: Mahsa Amini’nin hedef alınmasının önemli bir sınıfsal boyutu da vardı. Geldiği bölge olan İran’ın Kürt bölgesinin öneminden (Mahsa, Tahran’da yaşamıyordu, sadece Tahran’ı ziyaret ediyordu) ve bu yoksul, mahrum bırakılmış kırsal bölgedeki kökenlerinden bahsedebilir misin?

Negar Mortazavi: Elbette. Dediğin gibi, Mahsa Amini İran’ın batı sınırındaki, Kürt bölgesinden geliyordu. Bu bölgede Kürt azınlığı yaşıyor. Burada çok fazla gerilim var ve bu azınlık özellikle merkezî hükümetten baskı görüyor. Bu bölgede gerilim her zaman yüksektir.
[Mahsa Amini’nin] Seçilmesinin sebebi Kürt olması olmayabilir. Ahlak polisi hayatın her alanından her türlü kadına dadanır. Ama eylemler başladığında ailesinin maruz kaldığı baskı, azınlık bölgesinden oldukları için daha şiddetli hâle geldi. Kürt bölgesinde Mahsa için yapılan eylemlerin saldırganlaşması bu bölgedeki müdahaleyi de daha saldırgan hâle getirdi ve devlet oradaki her türlü muhalefeti bastırmaya çalışıyor. Tahran’da yaşayan insanlar esasında “[Mahsa] şehrimizi, başkenti ziyaret ediyordu ve polis güçleri ona bu şekilde davrandı.” diyor. Nihayetinde, bedeni ailesine verildi.

Amy Goodman: Negar, İran Cumhurbaşkanı dün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda konuşma yaptı. Söylediklerine dair yorumun nedir? Elinizdeki sayılara göre İran’da şu ana kadar öldürülen veya dövülen protestocuların sayısı kaç?

Negar Mortazavi: İran Cumhurbaşkanı eşitsizlik, adalet ve diğer ülkelerin hak ihlalleri hakkında çok konuştu, ABD’ye ve ABD’nin İran’a nasıl haksızlık yaptığına çokça vurgu yaptı ancak İran’da gerçekte neler olup bittiğine dair pek bir şey söylemedi. Mahsa Amini ya da ailesinin çektiği çileden bahsetmedi. Mahsa Amini’den söz eden başka bir lider -sanırım Şili Cumhurbaşkanı- ve İran’daki kadın hakları ve haysiyet mücadelesinden bahseden birkaç kişi daha vardı.
Cumhurbaşkanı, Mahsa Amini’nin ölümünün nedenini araştıran bir ekibi olduğunu açıklamasına rağmen ülke içindeki duruma veya protestolara gerçekten değinmedi. Tekrarlamak gerekirse halk, devletin geçmişte yaptığı bu gibi araştırmalara ciddi şüphelerle bakıyor, buradan çıkabilecek sonuca pek güvenmiyor. Ancak protestocuların ve sahadaki insanların dayanışma ve davalarını küresel bir aşamaya taşımalarına yardımcı olacak uluslararası destek taleplerine karşın, [devlet] genel olarak İran’da olup bitenlere verilen uluslararası ilgiyi görmezden gelmek istiyor gibi görünüyor.

Nermeen Skaikh: Bu protestoların bir diğer çarpıcı özelliği de yalnızca Mahsa Amini’nin geldiği Kürt bölgesinde ya da Tahran’da yoğunlaşmayıp aynı zamanda Şii çoğunluk için dinî öneme sahip şehirlerde, Meşhed ve Kum’da da büyük protestolar olması. Bunun öneminden de bahseder misin?

Negar Mortazavi: Tabii. Eylemler, dediğin gibi, küçük ve büyük şehirlere yayıldı -zannediyorum bu noktada ülke genelinde 12 şehir ve kasaba- çünkü bu durum her İranlı kadının günlük hayatının gerçeği. Evlerinin mahremiyetinde başörtüsü kullanan dindar kadınların dışarı çıktıklarında karşılaştıkları sözde ahlak polisi tarafından giydikleri, yeterince İslami görülmediği için durdurulduklarına dair sayısız hikâye var.
Bu aynı zamanda çok öznel bir karar oluyor. Kimi durdurdukları, neden durdukları, neyin uygun, neyin uygun olmadığı çok açık değil. Daha fazla kaynağa sahip bazı insanlar -eğer kendi arabalarında veya belirli mahallelerdeki evlerindeyseler- bu tacizden uzak durabiliyorlar gibi görünüyor. Şehirlerde kamusal alanda bulunan -Mahsa’nın yaptığı gibi metroya, otobüse binen, işe giden- kadınlar ise ahlak polisi tarafından daha fazla tacize maruz kalıyor.
Senin de söylediğin gibi Nermeen, [eylemler] Meşhed gibi dinî şehirlere ve Kum gibi İran’ın dinî merkezine de yayıldı çünkü bunlar İran’ın herhangi bir yerinde yaşayan her kadının gerçeği ve kadınlar bu konuda öfkeliler. Dayanışmayı hissediyorlar çünkü kendilerini Mahsa’nın; 22 yaşındaki, Tahranlı bile olmayan ve büyük şehri ziyaret ederken ölen bu genç kadının yerine koyuyorlar.

Nermeen Skaikh: Son soruya geldik. Eylemlerin İran’ın ekonomik durumuyla -%50 enflasyon, İran para birimi tüm zamanların en düşük seviyesinde- ne derece bağlantılı olduğuna ve bunun İran’a karşı en yüksek seviyede devam eden ABD yaptırımlarıyla nasıl ilişkilendiğine dair bir şeyler söyleyebilir misin?

Negar Mortazavi: Şöyle Nermeen, bu eylemler ekonomi etrafında şekillenmiyor ancak [ekonomi] yıllardır biriken esas dert. Ekonomik durum; siyasi baskı; sanatçılar, film yapımcıları, aktivistler ve gazeteciler üzerindeki sosyal ve kültürel baskının artması ve bu baskının devlet tarafından dikkate alınmaması eylemleri etkiliyor. Bunların yanı sıra nükleer anlaşmanın da çıkmaza girmesiyle yaptırımların hafiflemesi ve İran’a ekonomik fayda sağlanması için herhangi bir umut görünmüyor.
Bu durum son birkaç yıldır devam ediyor gibi görünüyor ve toplumdaki, özellikle gençlerdeki, öfkeyi ve kini arttırıyor. Gençler kendileri için imkân, bir gelecek veya umut görmüyor. Aynı zamanda haysiyetleri ve temel haklarının devlet tarafından ihlal edildiğini hissediyorlar, bu kadının ölümü de son noktaydı. Yani gençler tam da bu hak ve haysiyet merkezli meselelere odaklanarak sokaklardalar ancak altta yatan şikayetler aynı zamanda ekonomik, politik, sosyal ve hatta kültürel.

Amy Goodman: Negar Mortazavi, İranlı Amerikalı gazeteci, siyasi analist, The Iran Podcast’in sunucusu olarak bizimle birlikte olduğunuz için size çok teşekkür etmek istiyoruz.

Negar Mortazavi: Ben teşekkür ederim.

  1. Orijinal metinde arrest (tutuklama) kelimesi kullanılmasına rağmen süreç işleyişi ve anlam bütünlüğü bakımından “gözaltına alma” şeklinde çevirmenin daha doğru olacağını düşündük. (ç.n.)