Kadınların Özgürlüğü, Yerel Kurtuluş ve Bolivya’daki Sosyalist Olasılıklar

Nemecia Achacollo, Jeffrey R. Weber / 07 Nisan 2005
Çeviren : Sezin Gündoğan

Bolivya’da, anayasa için kurucu bir meclis oluşumu hızla yaklaşıyor. Toplumsal hareketler, yeni anayasanın içeriğinde etkili olabilmek için ülkenin her yerinde örgütleniyor. 6 Nisan 2005’te bazı örgütlerin El Alto’da (başkent La Paz’ın tepesinde büyük bir gecekondu mahallesi, bağımsız bir belediye yönetimine sahip) “Anayasada Kadınlar” başlıklı bir forum düzenlemelerinin nedeni de buydu. Konuşmacılardan biri de Aymara’dan, “Köylü, Yerli ve Aborjin Kadınlar Ulusal Federasyonu Bartolina Sisa(Federacion Nacional de Mujeras Campesinas, Indigenas y Originarias Bartolina Sisa- FNMCIOBS )”nın yönetim sekreteri, yerli aktivist Nemecia Achacollo’ydu. Kendisiyle forumdaki konuşmasından sonra görüştüm.

Jeffery R. Webber: Şu an El Alto’da FNMCIOBS’nin yönetim sekreteri Nemecia Achacollo ile birlikteyim. Şu soruyla başlayalım, kişisel politik formasyonunuz nedir? Bu örgütlenmede nasıl lider ve aktivist oldunuz?

Nemecia Achacollo: Bu bir yönelim, öyle değil mi? Yeni başlamış bir mücadele değil. Küçüklüğümden beri babamla birlikte çalışıyordum. Babam Oruro bölgesinde, Huanuni maden merkezlerinde bir birliğin lideriydi. Sonunda Huanuni’de toprağı kullanma ve iş imkânı kalmadığından ailem Bolivya’nın doğusuna taşınmak zorunda kaldı. Şimdi Santa Cruz’da yaşamamızın nedeni de bu. 11 yıl boyunca liderlikle iç içe yaşadım. Santa Cruz’da tabandan seçilmiş taşralı bir lider olan babama çok küçükken yardım ederdim.
Santa Rosa kentinde, kendi topluluğumdaki komisyonda finans sekreteri oldum. Sonrasında beş yıl bir kooperatifin ekonomi komisyonunun sekreterliğini yaptım. Daha sonra, bu sürecin içinde, beni köylülerin merkezinin başkanı olarak seçtiler. Bu deneyimler sonucunda da belediye konseyine gönderecekleri temsilci olarak seçildim. 1995’ten 2005’e kadar konsey üyeliği yaptım.
Bunların yanında Santa Cruz Köylü Kadınları Bölge Federasyonu’nun genel sekreterliğini yaptım. İki yıl bu konumda bulunduktan sonra buradan, yani bölgesel konumdan ulusal federasyonun genel sekreteri seçildim. 2002’den 2004’e kadar bu görevde bulundum. 18 Kasım 2004’te de FNMCIOBS’nin yönetim sekreteri seçildim.
Bir tırmanış olduğunu söyleyebiliriz, değil mi? Birliklerden başlayıp, eyaletler, belediye bölgeleri, bölgeler derken şimdi de ulusal boyut. 19 Haziran 2004’te de ulusal federasyon olarak katıldığımız Via Campesina’nın* 4. Dünya Konferansı’nda temsilci olarak seçildim, Via Campesina’nın uluslararası koordinatörlerinden biri olarak. Bu uluslararası boyuttaki son konumum.

JRW: Bartolina Sisa örgütlenmesini anlatabilir misiniz? Bu örgüt nasıl oluştu, nerede başladı?

NA: Bartolina Sisa Kadın Örgütü (FNMCIOBS) 1980’de doğdu. Şimdi 25 yaşındayız. Biraz yaşlıyız galiba, değil mi? (gülüşmeler)
Ulusal bir örgüt olarak dört bölgede kuruldu. Bugün sekiz bölgede faaliyetteyiz ve Ulusal Kadın Federasyonu’nda çalışıyoruz. Bu bölgeler içinde 18 yerel birimimiz var. Yani, ulusal bir hareketiz.
Bu nedenle, aborjin yerlisi kadınların hareketi, ülkenin, aborjin yerlileri kardeşlerimizi marjinalleştiren hükümet antlaşmalarıyla yönlendirilmesine eş zamanlı olarak mücadeleye başladı. Bu marjinalleştirmeye karşı ulusal bir federasyon kurmak üzere kurucularımız örgütlenmeye karar verdi. Aynı zamanda, bu süre boyunca kadın kurucularımızla birlikte çalışan yoldaş Genero Flores Santo’nun da yardımını gördük.
FNMCIOBS, topraklarımızı, tam özgürlüğümüzü, insan haklarını savunma amacıyla ortaya çıkmıştır. Bugün gene aynı amaçlarla devam ediyoruz, ama aynı zamanda Bolivyalı kadınların yaşam koşullarında eşitlik talep ediyoruz.

JRW: 2003 Ekim’indeki ayaklanmada genelde kadınların, özelde ise sizin örgütünüzün rolü neydi?

NA: Ekim’de yoldaşlarımızla birlikte savaştık, çünkü gördük ki ortada bir katliam var. Buna karşı dönemin devlet başkanı Gonzalo Sanchez de Lozada’nın istifasını talep ettik. Bolivya halkı yerine ulusötesi ve çokuluslu şirketlere hizmet ettiğini fark etmiştik
Doğu Bolivya topraklarının büyük çoğunluğunun bu büyük şirketlere, soya tarımı endüstricilerine, Bolivyalılar yerine Brezilyalılara, Sırplara, Hırvatlara, yani yabancılara verildiğini gördük.
Buna rağmen yerli köylü sektöründe, o güne kadar hiçbir toprak parçasından vazgeçilmemişti. Bu bizi örgütlenmek, hareket oluşturmak, bir direniş hareketi oluşturmak için motive etti.
Bunu ulusal boyuttaki bir kadın örgütüyle gerçekleştirdik, bölgelerde yöneticilerle birlikte yürüyüş yaptık, seferber olduk, teyakkuza geçtik, açlık grevleri yaptık; bunların hepsi ulusal boyutta vurgulandı.

JRW: Özellikle kadın hareketi ve yerli hareketi arasındaki ilişki nedir?

NA: 15 Mart 2002’de birlik anlaşması yaptık. Bu anlaşma bu yıl, yakın bir zamanda resmileştirildi. Yani doğudaki ve batıdaki yerli kardeşlerimizle, ulusal boyutta birleştik.
Hiçbir uyuşmazlığımız yok. Biz onlara saygı gösteriyoruz, onlar da bize. Bu nedenle eylemlerimizi ve projelerimizi birlikte gerçekleştiriyoruz, ama ayrı yaptıklarımız da oluyor. Her şey, ulusal boyutta tek bir mücadele stratejisi nasıl geliştireceğimize, örgütün ve örgütlerin kapasitesine bakıyor.
İnsanların farklı biçimlerde örgütlenmeleri gerektiğini gördük.

JRW: Peki, kadın hareketi ve soldaki özgürlük projeleri arasındaki ilişki nedir? Mesela, bu ülkede sosyalizm kadınlar için olası bir kurtuluş sunuyor mu?

NA: Buna inanıyoruz. Çünkü mücadelemizi toplumsallaştırmak için kadınlarımızın örgütlü olmaları gerektiğini söylüyoruz. Aynı zamanda kadınların yaşamlarında eşit koşulları sağlamak için mücadele etmemiz lazım. Sadece kadınlar için değil, bütün insanlar için.
Katılımın politik gücünü gördük… Uluslararası boyutla birlikte. Eğer ihtiyaçları düzenleyebilirlerse, sosyalist hareketlerin ve solun koordinasyon kısmında yer alırız.

JW: Son sorum: Nasıl bir Bolivya için savaşıyorsunuz? Şu anki Bolivya’da değiştirmek istediğiniz nedir?

NA: Bolivyalı kadınlar olarak biz, kadınlar ve erkekler için eşit yaşam koşulları istiyoruz. Bolivyalı kadınlar olarak biz, Bolivya devletinin, hükümetlerimizin Bolivya halkına hizmet etmesini istiyoruz; ulusötesi ve çokuluslu şirketlere ya da Amerikan elçiliğine değil.
Ekonomik ve kültürel alanda, kadınların ve erkeklerin eşit katılımıyla ilerleyen bir Bolivya istiyoruz. Çünkü bugün ekonomik olarak dışlanmış durumdayız. Tüm kârlar ulusötesi şirketlere gidiyor. Kâr elde edenler bir azınlık sınıfı olduğu için biz toplumsal olarak her zaman dışlandık. Bize olduğumuz gibi değer vermedikleri için kültürel olarak marjinalleştirildik, ayrımcılığa uğradık. Bu nedenle, tüm bunları düzeltmek istiyoruz.


Jeffery R. Webber Toronto Üniversitesi’nde Politika Bölümünde doktora yapıyor ve Kanada Yeni Sosyalistler Grubu’nun üyesi. Şu an Bolivya’da bulunmakta.  

  * Via Campesina: Küçük ve orta ölçekli üreticilerin, tarım işçilerinin, kırsal bölgelerdeki kadınların ve yerli topluluklarının oluşturduğu köy örgütlenmelerini bir araya getiren uluslararası hareket.